Anadolu coğrafyasında doğup büyüyen bir Türk tasavvuf büyüğü tarafından kurulmuş ilk tarikat olan Bayramiyye’nin pîri H.753/ M.1352, XIV. yüzyılın ilk yarısında Orhan Gazi döneminde Ankara’da Çubuk nehrinin kenarındaki günümüzde Solfasol olarak bilinen Zülfazl‘da doğmuştur. Asıl adı Numan‘dır.
Hacı Bayramı Veli Hazretleri çok erken yaşlardan itibaren o dönemin en kapsamlı eğitimlerini almış, gençlik yıllarında medrese tahsili yapmış ve bu dönemde Tefsir, Fıkıh ve Hadis gibi şer’î ilimlerin yanında, Matematik, Felsefe, Arapça, Farsça ve Edebiyat gibi aklî ilimlere de vakıf olmuştur.
Öğrencilik hayatından sonra Ankara’da Kara Medrese ‘de müderrislik yapmıştır. O dönemde Kayseri‘de bulunan Şeyh Hamîd-i Velî (Somuncu Baba) Hazretlerinin davetiyle Kayseri’ye giden Müderris Numan (Hacı Bayramı Veli Hazretleri), Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin manevi himayesine girmiş ve O’na intisab ederek tasavvuf yolculuğuna başlamıştır. Bu ziyaretin Kurban Bayramı‘na denk gelmesi dolayısıyla mürşidi Bayram adını vermiş¸ adı o günden sonra “Bayram” kalmış; şiirlerinde de bu ismi mahlâs olarak kullanmıştır. Somuncu Baba’ya intisap ettikten sonra tasavvuf yolunda kemâle ermiş¸ sohbetlerinin bereketi sayesinde de birçok kimse yüce mertebelere ulaşmıştır.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Türk-İslam birliğinin sağlanması ve devletin manevi açıdan gelişmesinde büyük rol oynayan Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri, 1412 yılında Darende’de vefatından sonra yetiştirdiği talebeleri ile Osmanlı Coğrafyası üzerinde etkileri devam etmiş bir gönül sultanıdır. Onun en büyük eseri şüphesiz halife olarak bıraktığı Hacı Bayramı Veli Hazretleridir. Bu dönemden itibaren Osmanlı Sultanları Somuncu Baba Hazretleri ‘nin talebelerine ve onun tesirindeki gönül ehline ayrı bir önem göstermiş, onların tavsiyeleri, nasihatleri ve himmetleri ile Devlet-i Âliyye büyümüş ve gelişmiştir.
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri Hacı Bayram-ı Veli’ye zahir ilminin ve batın ilminin arsaındaki farakları ve derecelerini göstermiş, ikisi arasında bir tercih yapmasını söylemiştir. Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri tasavvuf yolunu seçmiş ve Müderrisliği bırakarak eğitimine Somuncu Baba Hazretlerinin yanında maddi ve manevi tekamülüne devam etmiştir. Onunla birlikte Bursa, Aksaray, Mekke, Medine ve Darende ziyaretlerinde bulunmuştur. Bursa‘da kaldıkları yıllarda Hacı Bayramı Veli Hazretleri Çelebi Sultan Mehmed Medresesi‘nde dersler vermiştir. Bursa Ulu Camii‘nin açılışında manevi sırları ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin Bursa’dan ayrılmasıyla şeyhi ile birlikte önce Aksaray’a ardından da Hac ziyareti için Mekke ve Medine’ye gitmişlerdir.
Hac ziyaretinden sonra Darende‘ye yerleşen Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri kendisinden sonraki irşad görevinin Hacı Bayramı Veli tarafından devam edeceğini bildirmiş ve kendisini Ankara’ya görevlendirmiştir. 1412 yılında Darende’de vefât eden Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretlerinin cenaze namazını Hacı Bayramı Veli Hazretleri kıldırmıştır.
Hacı Bayram-ı Velî döneminde¸ Anadolu siyasi çalkantılar ile zor bir dönemden geçmekte idi. Böyle bir ortamda¸ Hacı Bayram-ı Velî‘nin müderrisliği bırakıp, hem madden hem manen bireysel ve toplumsal inkişafı sağlamak adına tasavvuf yolunu seçerek Anadolu’yu ayağa kaldırması Osmanlı Devleti’nin yeniden inşasına ciddi katkı sağlamıştır. Fetret dönemi sonrası Anadolu Türk Birliğinin yeniden sağlanmasında en az politik ve askeri güçler kadar etkili olan Anadolu sufilerinin en önemlilerinden biridir.
Bayramiyye Tarikatı’nın Osmanlı Devletinin ortasından Ankara gibi bir yerden Anadolu’nun çeşitli yerlerine kısa sürede hızlı bir şekilde yayılması ve manevi bir çekim merkezi haline gelmesi, 1421 yılında tahta yeni oturan Sultan 2. Murad’ın dikkatini çekmiştir.
Bu sebeple Hacı Bayram-ı Velî’yi tanımak amacıyla Edirne’deki sarayına çağırmıştır. Hacı Bayram Veli, 1421 yılının Temmuz ayında talebelerinden (Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocalığını yapacak olan) Akşemseddin ile beraber Osmanlının Pâyitahtı Edirne’ye gitmiştir.
Hacı Bayramı Velî’nin Edirne’de Sultan II. Murad ile görüşmesi, sohbet etmesi ve gösterdiği manevî olgunluk, sultanın takdirini kazanmasına vesile olmuştur. Yüz yüze gerçekleşen bu görüşmeden sonra Sultan II. Murad, Hacı Bayram Velî’ye alaka göstermiş, Eski cami’de vaaz vermesini rica etmiş, onun adına vakıflar, zâviyeler ve mahalleler kurdurarak iltifat etmiştir.
Hacı Bayramı Veli Hazretlerinin Edirne Eski Cami‘de vaaz ettiği kürsü, yaklaşık 6 asırdır ona hürmeten kullanılmamaktadır. Kürsü üzerinde halen osmanlıca olarak “Makam-ı Hacı Bayram Veli” yazmaktadır.
Hacı Bayram Velî Hazretleri, Sultan 2. Murad’ın yaptırdığı Uzunköprü’nün temel atma töreninde dua etmek amacıyla ikinci kez Edirne’ye gitmiştir. Dönemin önemli mutasavvıflarından Emir Sultan Hazretleri’nin vasiyeti üzerine cenaze namazını kıldırmak için 1429 yılında Bursa’ya giden Hacı Bayramı Veli Hazretleri, Bursa’dan Edirne’ye geçerek henüz yeni doğmuş Fatih Sultan Mehmed’i de görmüş ve kendisine dua etmiştir. İstanbul’un fethi ile ilgili dua isteyen Sultan 2.Murad Han’a; fethin Sultan Mehmed’e ve talebesi Akşemseddin’e nasib olacağını müjdelemiştir.
Sultan 2.Murad Han¸ Hacı Bayram-ı Velî‘nin yaptığı hizmetlere nazaran Bayramiyye Tarikatı mensuplarından vergi alınmamasını emretmiştir. Hacı Bayram’ın Ankara’ya dönüşünden ölümüne kadar geçen yaklaşık 10 yıllık sürede Bayramiyye Tarikatı gelişmiş¸ devlet de faydalı gördüğü bu tarikatı çeşitli vesilelerle desteklemiştir.
Hacı Bayram-ı Velî¸ hitap ettiği zümre itibariyle Orta Asya’dan gelen Türk göçerlerin yerleşik hayata geçmesini sağlamış¸ böylece Anadolu’da Türk birliğinin tesisinde¸ Anadolu’nun iktisadî bakımdan gelişip kalkınmasında önemli bir katkı sağlamıştır. Dahası bu faaliyet neticesinde Anadolu’nun iktisadî hayatı bunu bir derviş ahlâkı ile yapan insanlar vasıtasıyla sağlam temeller üzerine kurulmuş¸ bu da devletin bu anlamda güçlenmesine imkân hazırlamıştır.
Zira onun yetiştirdiği dervişler el emeği ile geçinmeye yani toprağı işlemeye ve el sanatlarına yönlendirilmiş kimselerdir. Bu manada kendisi de onlara buğday¸ arpa¸ burçak yetiştirerek örnek olmuştur. İmece usulünü hayata katarak birlik içinde hareket etmenin amelî dersini de vermiştir.
Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri¸ sağlığında iken tarîkatını yaymak üzere çeşitli bölgelere halifeler yollamıştır. Onun yetiştirdiği kimseler¸ hem tasavvuf eğitiminin hem de tekke ve halk edebiyatının önde gelenlerindendir. Yazıcızâde Mehmet ve Ahmet Bican¸ Eşrefoğlu Rûmî¸ Bursalı Ömer Dede ve Akşemseddin bunlardandır. Bayramiyye tarikatı Hacı Bayramı Veli’nin vefatından sonra yetiştirdiği talebeleri vasıtasıyla çeşitli ekollere ayrılarak varlığını uzun müddet sürdürmüştür.
Hacı Bayramı Veli’nin Vefâtı ve Türbesi
Hacı Bayramı Veli Hazretleri H.833 / M.1430 yılında Ankara‘da vefat etmiştir. Cenaze namazını Akşemseddin Hazretleri kıldırmış, sağlığında iken inşa edilen Tekkenin güney tarafına defnedilmiştir. Vefatından sonra tekkenin güney duvarına bitişik olacak şekilde günümüzdeki türbe bölümü inşa edilmiştir.
Kare planlı ve kubbeli bir yapı olan türbenin güneyinde Fazıl Paşa türbesi, batısında cami avlusu yer almaktadır. Türbeye giriş batı cephesindendir. Türbe içinde Hacı Bayram-ı Veli’nin sandukası ile birlikte dokuz adet sanduka bulunmaktadır.
Türbenin kurşun kaplı kubbesinin iç yüzeyleri zengin kalem işleriyle süslenmiştir. Kubbe eteğindeki yazıda kuşağında sekiz kez ‘ La ilahe illallahül Melikül Hakku-l Mübin ’ yazısı tekrarlanmıştır. Türkçe anlamı şu şekildedir; “Eserleriyle aşikar, hakiki mevcut ve yegane padişah olan Allah’tan başka ilah yoktur.“ Bu yazıların arasında kûfî yazı ile yazılan bir başka yazı içinde Celâl ve Nebî adları okunmaktadır.